KARAVAN SORUNSALI VE CEMİL TUGAY’IN VAADİ!

Karavan kullanımı ya da diğer adıyla “Karavancılık” dünya genelinde hızla yaygınlaşan bir trend olarak öne çıkıyor. Ancak dünyanın pek çok ülkesi ile Türkiye’de karavancılığın yaygınlaşmasının bazı belirgin farklı gerekçeleri de var elbette.

   Dünyanın pek çok ülkesinde karavanlar, özgürlük duygusunun, macera tutkusunun bir yansıması olarak tercih edilirken, ülkemizde pek çok karavancı bu nedenlerle birlikte aynı zamanda ekonomik gerekçelerle “mecburi olarak” karavan yaşamını tercih etmek durumunda kalabiliyor. Bu ekonomik sebepleri de kendi içinde ikiye ayırabiliriz.

   Mevcut enflasyonist ortam ve düşen alım gücü, “haklı olarak” tatil arzusunda olan birçok ailenin hevesini kırıyor. Zira, dört kişilik bir ailenin herhangi bir otelde bir hafta tatil yapması, olağanüstü rakamlara ulaşan otel ve ulaşım maliyetleri nedeniyle çok ama çok zor ve hatta büyük bir kesim açısından imkânsız denilebilecek durumda!

   Diğer yandan günümüzde maalesef ev kiralarındaki önlenemez yükseliş de yine pek çok kişiyi ve aileyi barınma konusunda zor ve hatta çaresiz durumda bırakıyor.

   Bu nedenlerle bir otelde tatil yapamayan ya da bu konuda zorluklar yaşayan pek çok kişi, belki otelde bir haftada ödemesi gereken para ile bir karavan satın alarak, tatili kendisi ve ailesi için daha ulaşılabilir hale getirmeyi tercih ediyor. Aynı şekilde, ev kirası ödemekte zorlanan insanların da günümüzde başvurmak durumunda kaldığı en hızlı çözümlerden biri karavan yaşamına geçmek oluyor.

   Bunların dışında, ülkemizin bulunduğu coğrafyanın bizlere kendini sıklıkla ve çok acı tecrübelerle hatırlattığı bir gerçek olan deprem de yine karavan kullanımının yaygınlaşmasının en önemli etkenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

   Tüm bunların yanı sıra, yakın geçmişte yaşadığımız Covid-19 pandemisi ise hem dünyada hem de ülkemizde, karavanlara olan ilgiyi artırmıştır.

   Karavan kullanımının hızla artması elbette çeşitli şehirlerde Valilikleri, Kaymakamlıkları, Belediyeleri harekete geçirmiş ve konuya dair organizasyonlar düzenlemeye başlamışlardır. Bunun ülkemizdeki en güzel örneklerinden biri de Afyonkarahisar’da her yıl düzenlenen “Karavan Fest” adlı festivaldir. Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi ile Anadolu Motor ve Doğa Sporları Kulübü (ANMOT) tarafından, Afyonkarahisar Uluslararası Kamp Karavan alanında gerçekleştirilen bu festivale, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden insanlar karavanlarıyla katılıyor.

   Tamamen ücretsiz bir şekilde su, duş, wc, elektrik, mutfak, çamaşırhane, ütü, kaset boşaltma gibi hizmetlerin de karavancılara sunulduğu festival için geçen yıl ocak ayında passolig sistemi üzerinden sadece 30 TL ücret alınıyor ve bununla da fidan dikimi yapılıyordu. 2024 rakamını bilmiyorum. Ancak geçen yıl ailece bu festivale gitmek için ben de uygulama üzerinden bilet almış ve fakat programda olmayan bir işimin çıkması nedeniyle gidememiştim.

   Bu tür güzel örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak ben konuya kendi şehrim İzmir ve kendi ilçem Karşıyaka özelinde bakacağım. Zira, geçen hafta Cemal Gürsel Caddesindeki bir reklam panosunda, mevcut Karşıyaka Belediye Başkanı ve aynı zamanda CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan sayın Cemil Tugay’ın “Karavan Parkları Yapacağız” şeklindeki vaadini gördüm. Acı bir gülümse kapladı içimi. Evet acı bir gülümseme… Neden mi? Anlatayım!

   Öncelikle karavanlar konusunu bir “sorun” olarak tanımlamanın doğru olduğunu düşünüyorum. Ancak bu, tek taraflı değil, çok yönlü bir sorun. Karşıyaka’da özellikle Bostanlı, Atakent ve Mavişehir mahallelerindeki bazı noktalarda, uzun süreli karavan park edilmesinin, otopark ihtiyacını artırdığı ve bunun da zaten otopark sorunu yaşamakta olan bölge sakinleri açısından ciddi bir sorun haline geldiği muhakkak.

   Ancak diğer yandan, meselenin karavancılar açısından da aynı boyutta bir sorun olduğunu belirtmek gerekir. Zira, karavan sahipleri de karavanlarını güvenle park edebilecekleri ve mahalle sakinlerine karşı kendilerini kötü hissetmeyecekleri bir çözümü uzun zamandır istiyor, bekliyor ve seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

   Üstelik bu yazıda konuyu Karşıyaka özelinde ele alsak da son birkaç yıldır, özellikle “sezon” olarak tanımlanan yaz dönemlerinde İzmir’in neredeyse tüm sayfiye bölgelerinde, o ilçelere karavan girişleri, belediye meclislerinin kararları ile çok ciddi kısıtlamalara tabi tutuluyor!

   Karşıyaka’ya dönecek olursak, ortada yerel idareyi birinci derecede ilgilendiren böylesi bir sorun varsa, bu sorunu konunun tüm tarafları açısından makul ve kabul edilebilir projelerle çözüme kavuşturmak da yine ilgili yerel yönetimlerin sorumluluğundadır.  Fakat elbette bu, “Go home yankee” türü bir anlayışla, karavanları kovmaya çalışarak ulaşılabilecek bir çözüm değil!

   Peki bugün Karavan Kamp Alanları yapacağı vaadini vermekte olan sayın Tugay, geride bırakmakta olduğu Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminde konuya dair neler yaptı ve nasıl bir tutum sergiledi?

   Öncelikle ve direkt olarak, sayın Tugay’ın karavanlara ve karavan sahiplerine dair söylem ve uygulamalarının pek de hoş bir yönde olmadığını söylemeliyim. Ama hukukta temel bir mantık vardır; “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir!”

Bu anlayış, Türk Medeni Kanunumuzun “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Şeklindeki “ispat yükümlülüğünü” düzenleyen 6. Maddesi ile de anlam bulmuştur. 

   O nedenle ben de yukarıdaki iddiamı ispatlamakla mükellefim ve dilerseniz şimdi oraya gelelim!

   Öncelikle sayın Tugay’ın karavanlarla ilgili soruna dair çözüm yolunda attığı adımlar neler, bakalım!

   Tugay ilk olarak, açıldığı günden bu yana hem karavanlara hem de diğer tüm araçlara “ücretsiz” olarak hizmet veren Ahmet Taner KIŞLALI parkını ücretli otopark haline getirdi. Karavanlar için, daha geçen yılın başlarında günlük 50 TL.

   Sonra Bostanlı Beşikçioğlu Camii yanındaki alanda bulunan karavanlar başta olmak üzere, bir tebligat yapıldı belediye tarafından. Evet tasvip etmediğim, devlet diline yakıştıramadığım içerikte bir tebligat. Önemli bir kısmı kolluk kuvvetlerine dayandırılan ve fakat tüm karavancıları zan altında bırakabileceğini düşündüğüm, toptancı cümlelerle yazılmış bir tebligat. Tarih 06.03.2023! Eğer ortada bir suç ya da suç şüphesi varsa elbette emniyet birimleri tarafından gerekli çalışma yapılıp, ilgilileri hakkında yasal süreç başlatılmalıdır. Ancak herhangi bir suç olasılığını önlemenin yolu, masum insanların da direkt ya da dolaylı yaptırıma uğraması değildir. Zira, suçun şahsiliği önemli bir ilkedir!

   Aynı zamanda, bahse konu tebligatta kullanılan cümleler tebliğ edilenlerde, emniyet güçlerimize yönelik olumsuz bir bakış açısı doğurabilecek türden. Oysa bugün evlerimizde, işyerlerimizde huzur içinde yaşamlarımızı sürdürebiliyorsak, bu elbette kahramanca görevlerini ifa etmekte olan emniyet teşkilatımız sayesindedir. Bunu yapmaya kimin ne hakkı var! Hem tebligatın/tebligatların(!) örneklerini hem de devamını belki bir başka yazıda yayınlarım! Hatta bu konuda bir de Youtube kanalımda yayınlamak üzere bir video içerik hazırlayarak orada da paylaşabilirim.

   Aynı dönem, Ahmet Taner Kışlalı Parkındaki karavan park ücretlerini de 50 TL’den 75 TL’ye çıkarıyordu Cemil bey.

   Sonra ve yine Beşikçioğlu Camii yanındaki alana alçak bariyerler koyarak karavan girişini fiziki olarak engelliyordu. Sanki karavanlar illegal araçlarmış gibi!

   Cemil bey bunlarla da kalmıyor, Ahmet Taner KIŞLALI parkına karavan park edilmesi için günlük ücreti de 75 TL’den 150 TL’ye çıkarıyordu yine 2023 yılı ortalarında. 4.500,00 TL aylık. Ev kirası gibi!

   Üstelik şu an bu alana karavan girişini tamamen yasakladığınıza dair yazı halen orada duruyorken!!!

   Kaldı ki, kendilerinin  “çok yakın çalışma arkadaşı” olan ve benim de hukukumun bulunduğu bazı belediye meclis üyelerinden, sayın Tugay’ın karavanlara ve karavancılara dair bazı söylem ve düşüncelerine yönelik duyumlarıma değinmiyorum. Belki başka yazıda!

   Sayın Tugay şimdi karavan parkları yapacağı vaadinde bulunuyor. Bu elbette olumlu bir gelişme. CHP Karşıyaka Belediye Başkan Aday Adayı olarak ben de Karşıyaka’da önceden belirlemiş olduğum bir bölgede “Yüksek kapasiteli” bir Kamp ve Karavan alanı yapacağımı, yine aynı alanda, zaman içerisinde uluslararası nitelik kazanacak festivaller organize edileceğini anlatan bir proje hazırladım ve bunu da 12 Ocak 2024 tarihinde sosyal medya hesaplarımdan video olarak anlattım.(Video sosyal medya hesaplarımda duruyor) Üstelik bu video yoğun bir ilgi görmüş, sosyal medyadaki karavan gruplarında da paylaşılmıştı. Bildiğim kadarıyla, bu konuda proje üreten ve bunu halka açıklayan tek aday adayı da bendim. Cemil beyin ve ekibinin, bu videodan esinlenip esinlenmediğini, ya da mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Tunç Soyer’in, daha 2023 yılı Temmuz ayında açıkladığı ve çalışmalarına başladığı “7 ilçede 524 araçlık karavan park alanı” projesi nedeniyle zaten yapılmakta olmasının etkili olup olmadığını bilemiyorum elbette!

   Sayın Tugay’ın vaadinin temeli ne olursa olsun hem bir Karşıyaka’lı hem de bir karavancı olarak dileğim, sorunun tüm taraflar açısından makul bir yolla çözüme kavuşturulması. Bu nedenle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmeleri durumunda, tüm projelerinin olduğu gibi, bu vaatlerinin de takipçisi olacağımı söylemeliyim! Zira, sorumlu bir yurttaş bilinci çerçevesinde, tüm yerel yönetim adaylarının vaatlerini ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin yürütmekte olduğu projelerin ne aşamada olduklarını, yeni başkana hangi aşamada devredilmiş olacaklarını mümkün olduğunca takip ediyorum!

Güzel günlerde görüşmek dileğiyle…