top of page

ÖZGÜR ÖZEL'İN PROTOKOL KARARI ÖZGÜRLÜK SAVUNUCULUĞU MU, POPÜLİST BİR YANILGI MI?

  • Murat AKDENİZ
  • 2 Eyl 2024
  • 4 dakikada okunur

 

Türkiye'nin siyasi gündemi, son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi ve Genel Başkanı Özgür Özel'in tartışmalı hamleleri etrafında yoğunlaşmış durumda. Özellikle İzmir Enternasyonal Fuarı'nda yaşanan bir olay hem siyasette hem de toplumun farklı kesimlerinde büyük yankı uyandırdı. Bu olay, Dilruba Kayserilioğlu adlı bir hanımefendinin sokak röportajı sonrası tutuklanması, ardından cezaevinden salıverilmesi ve nihayetinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından fuarda onur konuğu olarak ağırlanması etrafında şekillendi. Bu durum, bir yandan ifade özgürlüğü ve hukuk devleti tartışmalarını alevlendirirken, diğer yandan CHP'nin stratejik yönelimi konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu.

 

Ne Olmuştu?

Dilruba Kayserilioğlu, İzmir’de yaptığı bir sokak röportajında İktidar Partisi'ne oy veren kitlelere yönelik ağır ifadeler kullandı. Bu ifadeler, Türkiye'deki kutuplaşmayı daha da derinleştirebilecek bu sözler, hem hukuki hem de toplumsal açıdan ciddi tartışmalara yol açtı. Bu ifadelerinin ardından başlatılan yasal süreç sonucunda Kayserilioğlu tutuklandı ve 15 gün kadar cezaevinde kaldı.

 

Kayserilioğlu’nun sözleri, siyasal fanatizmin nasıl bir ayrışmaya yol açtığını da bir kez daha gözler önüne serdi. İktidar kanadını destekleyen bazı kişiler, daha ağır hakaretlerle Kayserilioğlu’nun tutuklanması yönünde çağrılar yaparken, muhalif kesimden pek çok kişi de Kayserilioğlu’nu bu sözleri nedeniyle adeta kahramanlaştırdı. Kayserilioğlu’nun sözlerinin suç kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine elbette hukuk karar verecek. Ancak kesin olan bir şey var, bu sözler geniş bir toplum kesimi üzerinde incitici bir etki yaratmıştır.

 

Bu olayların, son dönemde oy kaybı yaşamakta olan iktidar partisi tabanında bir toparlanma sağlayacağını öngörebiliriz. Kayserilioğlu’nun sözlerinden ziyade, bu sözleri dolayısıyla tutuklanması ve ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu hanımefendiye abartılı bir şekilde destek vermesi, İzmir Enternasyonal Fuarı açılış töreninde protokolde ağırlanması, sarf edilen sözlerin kendisinden daha büyük bir olumsuz etki yaratmıştır.

 

Salıverilme Sürecinin Tartışmaları

Hanımefendinin cezaevinden salıverilme süreci ise yine bir tartışma konusu oldu. Gece saatlerinde, ailesine haber verilmeden ve yanında telefonu olmadan cezaevinden bırakıldığı iddia edildi. Bu iddialar doğru ise, önemli bir güvenlik riskinin ortaya çıktığını söylemek yanlış olmaz. Aileden yapılan açıklamada, suç duyurusunda bulunulacağı belirtilirken, cezaevi tarafından yapılan açıklamada ise gerekli prosedürün uygulandığı, Kayserilioğlu’nun emanette telefonu olmadığı ve kendisinin bir yakınını arama talebinde bulunmadığı vurgulandı. Hukukun temel ilkeleri, bireyin onurunu ve güvenliğini korumayı gerektirir elbette. Yapılan açıklamalar itibariyle bu salıverilme sürecinin de yargının konusu olacağı görülüyor.

 

Özgür Özel’in Tartışmalı Hamlesi

Bu olayın ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Dilruba Kayserilioğlu'nu İzmir Enternasyonal Fuarı'nda onur konuğu olarak ağırlaması, pek çok kişi için rahatsız edici bir gelişme oldu. Özel'in bu hamlesini siyasi strateji açısından derin bir yanlış olarak değerlendirmek doğru olacaktır. CHP'nin uzun yıllardır iktidara gelme çabalarının en büyük engellerinden biri, geniş kitleleri kucaklama konusundaki yetersizliğidir. Bu bağlamda, Özel'in bu tür bir adım atması, CHP'nin iktidar olma yolundaki şansını daha da zora sokabilecek bir hamle olarak değerlendirilmeli.

 

Toplumsal sosyolojiyi doğru okuyamayan bu sığ ve popülist adım, ifade özgürlüğünü savunmakla, belirli ifadeleri söyleyen birini protokolde onurlandırmak arasında önemli bir fark olduğunu göz ardı ediyor. Hanımefendinin, söylemleri nedeniyle tutuklanmasına karşı çıkmakla, o sözlerin sahibini protokole oturtmak bambaşka konulardır. 2024 yerel seçimlerinde AK Parti'nin politikalarından rahatsız olan ancak CHP'yi bir alternatif olarak gören seçmenlerin, Özgür Özel'in bu hamlesini hayal kırıklığıyla karşılamaları son derece doğal olacaktır. Özellikle ekonomik sıkıntılar ve sosyal politikalar nedeniyle AK Parti’ye tepkili olan seçmenler, CHP'nin bu şekilde toplumu ayrıştırabilecek bir dil kullanan kişilere böylesi abartılı destek vermesini kabul edilemez bulacaklardır. Özgür Özel’in bu hanımefendiyi fuarda onurlandırması, bu seçmenlerin tekrar AK Parti’ye dönme olasılığını artıracaktır. Bu da CHP'nin iktidara gelme çabalarını baltalayabilecek önemli bir stratejik hata olarak değerlendirilebilir.

 

Kaldı ki, ana muhalefet partisi genel başkanının cesaret verici bir şekilde bu kapıyı aralaması, farklı siyasal görüşteki kimselerce benzer sözlerin karşılıklı olarak tekrarlanması ve dahi ileri götürülmesi riskini de beraberinde getiriyor. Oysa toplumsal barışa, toplumun huzur ve refahına katkıda bulunacak bir duruş sergilemek tüm siyasilerin temel sorumluluğudur. Diliyorum ki, halk Özgür Özel'den daha sağduyulu bir yaklaşım ortaya koysun.

 

Konuya tarihsel bir perspektiften bakmak gerekirse,

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde yürütülen Kurtuluş Savaşı, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda toplumsal bir seferberlik örneğidir. Atatürk, Anadolu’nun dört bir yanından insanları bir araya getirerek, ortak bir hedef doğrultusunda mücadele etmelerini sağlamıştı. Atatürk’ün liderlik anlayışı, toplumun her kesimini kucaklamaya, farklı görüşleri bir araya getirmeye ve tüm ülkeyi tek bir amaç etrafında toplamaya dayanıyordu. Bu birleştirici ve kapsayıcı yaklaşım, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin en büyük gücü olmuştur.

 

Atatürk’ün bu tarihsel başarısı, günümüz siyasetçilerine de önemli dersler sunuyor. Siyasi liderlerin toplumu ayrıştırabilecek adımlar yerine birleştirici bir dil kullanmaları hem uzun vadede başarıya ulaşmalarının hem de toplumsal barış ve huzurun temel anahtarıdır. Ancak Özgür Özel’in bu hamlesi, Atatürk’ün birleştirici liderlik anlayışıyla bağdaşmadığı gibi, toplumun bir kesimini inciten bir kişiyi onurlandırmak, CHP’nin tarihi misyonuna da zarar veriyor.

 

Dilruba Kayserilioğlu'nun fuara davet edilerek protokolde yer verilmesi, acaba Özgür Özel'in bu sefer de yapay zekâya başvurduğu bir hamle miydi diye de merak ediyorum doğrusu!

 

Sonuç olarak,

Özgür Özel’in İzmir Enternasyonal Fuarı’nda attığı bu adım, CHP’nin uzun vadeli siyasi hedefleri açısından ciddi bir hatadır. Tarihsel liderlik anlayışından uzak, popülist ve sığ bir yaklaşım sergilemek, kaçınılmaz olarak CHP’nin iktidara gelme çabalarını zora sokacaktır. Toplumsal kutuplaşmayı derinleştirebilecek bu tür adımlar, CHP’nin geniş kitleleri kucaklama hedefini de tehlikeye atabilir. Özgür Özel’in, CHP’nin tarihi misyonuna ve bulunduğu makamın ağırlığına uygun bir liderlik sergilemesi, partiyi daha kapsayıcı ve birleştirici bir çizgiye taşıması gerekirken bu tür adımlar atması elbette daha çok tartışılacaktır.

 

Güzel günlerde görüşmek dileğiyle…

 

 

Comments


IMG_3108.jpg

Selam!

Hoşgeldin arkadaşım. Sen gelene kadar buralar hep dutluktu. Ancak gelişinle, lebiderya oldu. Neden mi? İnsan yazdıklarının bir okuyanı olsun istiyor. Eğer kendine değilse yazdıkları! Ve sen burada şu an bu satırları okuyorsan ne mutlu bana. 

Let the posts
come to you.

Thanks for submitting!

  • Facebook
  • Instagram
  • Twitter
  • Pinterest
bottom of page